Ana Sayfa Blog Yazı detayları
MÜBAREK KOKUSU İLK GÜNKÜ GİBİ ORADA!Bookmark and Share




Umre kafilelerinin bile gezdirilmediği mübarek belde Gaar Essecde, Efendimizin (s.a.s.) ümmetine dualar ettiği, burcu burcu kokusunun yerleştiği bir yer.
Medine-i Münevvere mübarek bir beldedir… Efsunludur… Sükût eder ama bağrı yanıktır. Bazen sesiyle vuku bulur, kimseler duymaz; bazense hüzünlüdür gözyaşı akmaz. Görmediğiniz bir zamanı dilim olsa da anlatsam, şemail-i şerifini doyasıya bir duyursam der. İçi içini yer. Taa ki semayı inleten bir ezan-ı Muhammediye gönüllerde şifa bulana dek. Huzur-u Pak’e sunulan düşler, düşündürür Nebiler Nebisinin ocağını kokusunu, sakalını, üzüm tanesi gözlerini, pür-u nur alnındaki damarını, dalga dalga saçlarını, yay misali kaşlarını…

Azık torbamız bu mukaddes beldede dolup taşmalı, giderken de ellerimiz gönlümüz boş gitmemeli. Şemail-i şerifi görmek nasiptir elbet. Ama ne hoş olur parçaları birleştirmek. Gittiği yerlerden yürümek, mübarek alnının secde ettiği yere secde etmek… İşte şimdi fısıldıyor Medine Münevvere. Yol gösteriyor ve rotamızı umre kafilelerinin bile gezdirilmediği mübarek beldeye “Gaar Essecde” secde mağarasına (dağı) çeviriyoruz. Efendimizin (s.a.s.) ümmetine dualar ettiği, Cebrail (a.s.) teşrif buyurduğu, ayak izlerinin mübarek teriyle iz bıraktığı, burcu burcu kokusunun yerleştiği, başını secdeden kaldırmadığı yere gidiyoruz. Buraya Sel Dağı da deniyor. Mekân olarak da Hendek Savaşı’nın yapıldığı yerin hemen arkasında boy gösteriyor.

Hendekler kazıldı, Sel Dağı yurt oldu

Efendimiz (s.a.s.) zaferin elde edildiği Hendek günlerinde, müşriklere karşı zekice bir manevra ile savaş mahallini hazırlamış ve yoğun geçen günlerin akabinde ashabını toplayarak, Sel Dağı eteklerine deriden yapılan çadırlarla, karargâhlarını kurmuşlardır. Arkalarında Sel Dağı, önlerinde Medine ve Hendek bulunuyordu. Sel Dağı etekleri Efendimiz (s.a.s.) ve Ashab-ı Kiram’a yurt olurken, kazılan hendekler zaferin adı olarak kalacaktı. Hendek Savaşı üzerine nail olan 17 ayeti celile ise o günün en mübarek kanıtıydı.

O dağ, böyle bir alın görmemiştir

Muaz İbn-i Cebel, Efendimiz’i (s.a.s.) Sel Dağı mevkisinde ararken, O’nu (s.a.s.) az ilerde secde halinde buldu. Efendimiz’e (s.a.s.) seslendi ama Efendimiz (s.a.s.) o kadar uzun bir secdede kaldı ki Muaz İbn-i Cebel Efendimiz’i (s.a.s.) vefat etti zannettiler. Secdeden doğrulan Nebiler Nebisi şöyle buyurdular: Cibril-i Emin geldi ve : “Allah’ın sana selamı var, ümmetine ne şekil davranmamı istersin?” diye sordu. Efendimiz (s.a.s.): “Allah bilir” buyurur. Cebrail (a.s.) tekrar gidip, geri geldiğinde: “Allah’ın sana selamı var Ey kutlu Nebi, ümmetine azap etmeyeceğini söyledi” der ve Efendimiz (s.a.s.) bu beşaret üzerine şükür secdesine kapanır ve mübarek kokusu bu dağda ayan beyan asırlar sonra bile algılanır.

Bastığı yere basmak


Efendimiz’in (s.a.s.) kadem-i nakşı deriz o mübarek ayak izlerine. Bazen fotoğraflarda görür iç geçiririz bazense ziyaret esnasında o mukaddes kadem-i nakışlarını görerek salâvatlar getiririz. Bir de asırlar öncesinde yalın ayak yürüdüğü bu dağda, o muhteşem kokusunu sinemize çekerek Peygamberimizin asıl, has ayak izlerine rastlarız. İşte şimdi öyle bir yerdeyiz. Gaar Essecde’deyiz. Gidiş yolu, Sel Dağı etekleri. Yürüdüğü yer, taşlardaki ayak izi ve şükür secdesine kapandığı bu yerde fotoğraflar çekip, dualar ediyoruz.







Hatice Tüfekci





http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=5991



    Puanlama sonucu puan (2,6)
    1     2     3     4     5    

Toplam (681) oy kullanilmis.

Yazar: Hatice TÜFEKÇİ
Tarih: 6.01.2012 02:38:31
Okunma : 5122

Toplam (0) yorum yapilmis.
 
 isim      mail (gizli kalacaktır)

Beni Hatırla
Bu yazıya hiç yorum yapılmamış.

© 2011 Copyright Hatice Tüfekçi