Ana Sayfa Blog Yazı detayları
MARİA ANNEMİZ İBRAHİM’İ BU AY DA YİTİRDİBookmark and Share


Peygamber Efendimizin (sav) hanımlarından Maria annemizin evini Avali'de ziyaret ettim.

Medine’ye uzak bir yerde, Avali bölgesindeyiz. Burada bir mezarlık karşılıyor bizi. İçindeyse bir toprak yığını. İşte o toprak yığınının olduğu bölge, Hazreti Maria annemiz ile Peygamber Efendimizin (sav) yaşadığı evdir. Ayrıca oğulları İbrahim Efendimizin de doğduğu evdir. Burası Hazreti Maria annemizin zamanında hurma bahçeleriyle çevriliydi. Geçiminin bir kısmını buradan sağlayan annemiz, Peygamber Efendimizin (sav) Mescid-i Nebevi’de bulunan evlerinden uzaktı ve Peygamber Efendimiz (sav) annemizi sık sık ziyarete buraya geliyordu. Ümmül Mümin Maria Şemun El-Kıbtiyye annemiz, Peygamber Efendimizin (sav) evlat sahibi ikinci ve son hanım olma şerefine nail olmuş bir hanımdır. Efendimizin (sav) vefatından on altı yıl sonra vefat etmiş ve Cennet-ül Baki’ye defnolunmuştur. Fotoğraflarını çektiğimiz bu mezarlık eskiden görkemli bir mescide ev sahipliği yapıyormuş. Zamanla, restore edilmeyen ve bakımsızlıktan yıkılan bu mescit, yerini toprak yığınına bırakmış. Mezarlığa yaklaştığınız her bir adımda efsunlu bir koku size hoş geldin diyor. Hoşnutluklarla karşılandığımız bu mevkinin her bir toprak zerresi ise Nebiler Nebisinin (sav) hüzün dolu gözyaşlarını hatırlatıyor.

Mısırdan hediyelerin en güzeli geliyor

Peygamber Efendimiz (sav) Mısır’a İslam’ı tebliğ etmek adına mektuplar yazar. Mısır Valiliği de memnuniyetlerini beyan etmek adına Maria annemizi ve kız kardeşi Sirin hatunu hediye olarak Peygamberimize gönderir. Efendimiz (sav) Sirin hatunu Hasan Bin Sabit Hazretlerine eş eder ve onların Abdurrahman adında bir evlatları olur. Maria annemizi ise himayesi altına almak adına Peygamberimiz eş olarak nikâhladı ve İbrahim isminde evlatları kâinatı şereflendirdi. Efendimiz (sav) Maria annemizi öyle çok seviyordu ki; onun güzelliğine bakıyor mest oluyordu. Güzellikten ziyade Nebiler Nebisini mutlu eden, Maria annemizin saygınlığı, sevgisi ve hoşgörüsüydü aslında. Ayrıca oğlu İbrahim’in annesiydi.

Esselamü aleyke ya Eba İbrahim

630 yılının Nisan ayında “Müjdeler verilsin! Kâinatı İbrahim şereflendiriyor” diyordu Âlemlerin Efendisi. Cebrail (a.s.) ise mukabelede bulunuyor: “Allah’ın selamı üzerine olsun Ey İbrahim’in babası” diyordu. Efendiler Efendisi hayatında yaşadığı her bir zor günleri oğlu İbrahim’i kucağına alınca unutuyordu. Maria annemizin rahatını düşünerek zorlu geçen doğumun ardından Ümmü Bürde Havle binti Müncir’i minik oğullarına sütanne olarak tayin ediyordu. Efendiler Efendisi biricik oğlunu öyle çok seviyordu ki, mübarek nur elleriyle başını okşuyor, kucağına alıp göğsüne basarak bu sevgi ve şefkatini izhar ediyordu.

Daru Ukba’ya gönderilen bir minik bir yolcu

Hazreti İbrahim babası Nebiler Nebisi yine bir gün minik oğlunu ziyarete gitti ve oğlunun ruhunu teslim etmek üzere olduğunu gördü. Hüzünlendi, Hazreti İbrahim’i kucağına aldı, bağrına bastırdı, Biricik, son evladına saçlarını okşayarak şöyle seslendi: “Ya İbrahim! Ölümüne çok üzüldük. Gözlerimiz ağlıyor, kalbimiz sızlıyor. Fakat Rabbimizi gücendirecek herhangi bir söz, söylemeyiz” buyurdu. Gözlerinden yaşlar akan Nebiler Nebisine Abdurrahman bin Avf’dan (r.a.) gelen şu soru gelecekte kabri başına yumulup ağlayan, feryat figan isyan eden ümmetine öğütler içeriyordu. “Ya Rasulallah, siz de mi ağlıyorsunuz?” demesine karşılık Peygamberimiz (sav) “Ben sizi ağlamaktan menetmem, o insanın elinde, iradesinde değildir. Ama sesli ağlamaktan ve feryat etmekten ve cahiliye âdetlerinden men ederim. Bunlar Allah-u Teâlâ’nın rızasına muhaliftir (uygun değildir). Ama gayri ihtiyari gözyaşı dökülür ve mahzun olunur” buyurmuştur.





Hatice Tüfekci




http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=6111





    Puanlama sonucu puan (2,6)
    1     2     3     4     5    

Toplam (667) oy kullanilmis.
Oy kullandiginiz icin tesekkur ederim.

Yazar: Hatice TÜFEKÇİ
Tarih: 6.01.2012 02:24:17
Okunma : 5398

Toplam (0) yorum yapilmis.
 
 isim      mail (gizli kalacaktır)

Beni Hatırla
Bu yazıya hiç yorum yapılmamış.

© 2011 Copyright Hatice Tüfekçi