hyldrm

Mehmet Akif'in yanı başında…

İstiklal Marşı'nın yıldönümünde Mehmet Akif'in kabri başındaydık dualarla, Fatihalarla, mısralarla…
Okul yıllarımızda her pazartesi ve cuma günleri İstiklal Marşını okurduk. Ezgiyle söylenen bu marşı ilk duyduğumda; o iki kıtası bana çok uzun ve ezberlemesi oldukça zor gelmişti. Ayrıca ne söyleniyordu tam olarak da anlamış değildim. Taa ki üçüncü sınıfta ezberleyene dek. On kıta için bir hafta mühlet veren öğretmenimiz; inanılmaz disiplininin yanı sıra ezberlediğimiz marşın anlam ve önemini biz körpe dimağlara gözleri dolarak, bazen o damlaları tutamayarak sıralar arasında dolaşıyor ve sesi titreyerek anlatıyordu. Ardından kendisi okuyordu on kıtalık marşımızı ve anlıyorduk her bir mısradaki manayı. Şahlanıyor, cesaretleniyorduk… Azim ve heyecan doluyordu göğsümüz. Güvenle ve huzurla, vatanımızda dalgalanan bayrağın altında ancak iman dolu bedenlerimizle sağlam duracağımızı idrak ediyorduk.

Diğer kıtalara nazaran ilk iki kıtasındaki efsunsa buradan geliyordu. Okullarımızda soğuk bahçelerde gür sesimizle düşmana adeta meydan okurcasına, marşımızla kuşanıyorduk. Mısralar çarpışıyordu… Diğer kıtalarda ise bilhassa biz gençlere yönelik vasiyetler vardı, emanetler söz konusuydu. Hüzün dolu ve bazen sitemli olan çağrılarda ise sabretmekten, vaad edilen günlerin mutlak yakın olacağının altını çiziyordu. “Tanı” diyordu ve belki de en çok buna ihtiyacımız vardı. Gelin şimdi hep beraber Merhum şairi kabri başında yâd edenlere, İstiklal Marşının kabul günlerinden bahseden hocalarımıza bir kulak verelim.

Mehmet Akif Ersoy Yılı

İstiklal Marşımızın kabulünün 90. yılı münasebetiyle Kültür Bakanlığının bu yılı “Mehmet Akif Ersoy Yılı” ilan etmesiyle beraber Özel Bağcılar Ensar Koleji de hareketli günler yaşıyordu. Basın Yayın Kulübü öğrencileri ve öğretmenleri olarak; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinden İbrahim Tepe ve Türkçe Öğretmenlerinden Aysel Bayrak eşliğinde öğrencilere, milli değerlerimizi unutturmamak ve milli şuur aşılamak adına soluğu manevi bir havada, Milli şairimizin yanı başında alıyorduk.

Tarihte müstesna bir destan…

Yağan kara aldırmaksızın iptal edilmeyen ziyarette Türkçe öğretmeni Aysel Bayrak’ın Yürekli Şairimizin şair yönünden, dini ve edebi kişiliğinden bahsetti. Milli mücadele döneminde kalemiyle güç veren, kalemini konuşturan ve o döneme ışık tutan şairimizin gençlere yol gösterici bir şahsiyet olacağının vurgusuyla şairimizin yanı başında anlatıyordu İstiklal Marşı günlerini. “Vatanım!” diyordu Mehmet Akif Ersoy, o görüyor ve yazıyordu. Gören gözleri ise haksızlığa tahammül edemiyor ve mürekkebini kendine yar ediniyordu. Susuyordu ama zihninde çarpışan kelimeler, kavramlar noktalarla, virgüllerle buluşuyordu. Bazen şaşırıyor, bazen üç noktayla ebede değiniyordu. Sorular soruyor ve susuyordu ama ondaki kafiye ve aruz sanatı İstiklal Marşında daha bir manidarlaşıyor kalemi konuşuyordu.

İşte o günlerde Mehmet Akif Ersoy’un katıldığı Milli Marş yarışmasında aranan tek şart “Milli mücadelenin ruhunu ifade ve terennüm” olması belki de işte bu benim marşım, şiirim diyordu. Gözlerde ve kalpte İstiklal Marşını onaylanmayı beklediğinde ise tarih bugünü gösteriyordu. Mümtaz Şairimiz o günlerde cephedeki askerlerimizin ve ümmet-i Muhammed’in duygularını eksiksiz ifade ettiği için gönül rahatlığı, huzur ve coşku ile İstiklal Marşının kabul görüldüğünün açık beyanı idi.

Akiflere, Asımlara ihtiyacımız var!

Mehmet Akif Ersoy’un kabri başında, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni İbrahim Tepe: Gençlerin günümüz vasıflarından, olanaklarından, beden ve ruh yapısından, ilim, tahsil ve terbiyesinden bahsederken; tarihte yaşanılan zor şartlara rağmen vatan sevgisini ahlaki olarak doğru yolda çizen bir şairin hayatından gençlere anekdotlar düştü. Aynı zamanda Mehmet Akif Ersoy’un hayat düsturlarına değinen hocalarımız “Hayır, hayal ile yoktur benim alış verişim İnan ki, her ne demişsem görüp de söylemişim” diyen şairin hayatı boyunca ayakları yere basan, sözü doğru olan ve ilhamı Kuran’dan alıp yaşayan bir karaktere sahip olduğunu da vurguladılar. Vatanına toprağına sahip çıkan bir nesil yetiştirmek adına kabri başında anılan Mehmet Akif Ersoy’un fedaileri Mehmet Akif Ay:

“Aynı ismi taşıdığı için, milli şairimize olan hayranlığının içinde büyüttüğünü ve beslediğini söylüyordu. Sık sık ziyaret ettiği Mehmet Akif Ersoy için dualar ettiğini, bugün yine burada olmasına vesile olan nice hocalarımıza minnet duyduğunu da beyan ediyordu.”

Gizem Sabancı ise: “Mehmet Akif Ersoy unutulmaması ve unutturulmaması gereken değerli bir şahsiyet olduğunu bağrı yanarak söylüyordu. Bizler şimdi onun bıraktığı bir nesil olarak tüm gençliği kabri başında ziyaret etmelerine davette bulunuyordu.”

Dualarla, Fatihalarla…

Kabri başında İstiklal Marşının kabulünden ve hayatından bahsedilen Mehmet Akif Ersoy’un yine yanı başında âminler yükseliyordu semaya. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni İbrahim Tepe Hocamızın eşliğinde Vatanımız ve milletimiz için dualar edildi.



İlgili haber: http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=5874





Hatice Tüfekci





http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=5878