Ana Sayfa Blog Yazı detayları
İLK CUMA İMAMI NE GÜZEL İMAMDI!Bookmark and Share



Ranuna denilince, akıllar durur neden biliyor musunuz?
Ranuna Vadisi Medine’nin en ün salmış vadilerinden. Efsunludur… Zira ilk Cuma namazı ve hutbesi burada irad edilmiştir. O mübarek hutbeyi dinleyenler ise hutbede söylenenleri kendilerine virt etmiş, bir daha hiç unutmamışlardır. Bir namaz vardır… Melekler safa durmuştur o namazda… Cemaat hali ilk burada vukû bulmuş ve farz kılınmıştır Cuma namazı. İşte bütün bu güzelliklere şahit olan bir mekândır Ranuna Vadisi. Bu mübarek vadi Hazreti Osman bin Affan Efendimizin torunlarından Hazreti Abdullah bin Amr Efendimiz tarafından bina edilmiştir. Bu mekân Medine ahalisinin ve şairlerinin ilham kaynağı olup, zamanında çok güzel bahçelere ve görünüme sahip olan bir vadiymiş. Zamanla yıkılan ve yıpranan vadinin son tamiri Sultan Abdulaziz Han’a ait olup, uzunluğu 200 metre, eni 3 metredir. Burada tarihi Emevi yazılarına ve Arapça beyitlere rastlayacaksınız. Gördüğünüz her bir kayada buram buram tarihi içinize çekeceksiniz.


Ranuna Vadisi
Ranuna Vadisi heyecan dolu

Beklemek güzeldir… Beklenen gün gelecekken çekilen çile ise kutsaldır. Evet, işte şimdi kutsal bir gündeyiz. Kuba’da on dört günlük misafirlik bitecek ve rota Medine-i Münevvere’de Ranuna Vadisine çevrilecektir. Günlerden cumadır ve cuma vaktidir. Allah’ın Resulü devesinden inecek ve Cuma namazına imamlık yapacak, kılınan namaz akabinde ashabına seslenecektir!

Şimdi Ranuna’da hazırlık vardır… Heyecan vardır… Acaba o mübarek dudaklarından dökülen sözler geçmiş ve gelecek ümmetine, yanı başındaki ashabına, nerede, hangi gönülde vuku bulacaktır? Yüzler kızaracak mı? Ümit gemisi yolcularını bekleyecek mi? Gözyaşı yağmurunda ıslananlar olacak mı? İşte beklenen anda kalpleri yerinden çıkacakken, ellerini üzerine koyan Sahabe-i Kirama, Efendiler Efendisinden ilk öğüt, ilk emir “Tevbe edin” olacaktır.


Tarihi Arapça beyitler
Mübarek dudaklardan ümmete sesleniş!

Ey in­san­lar!

Öl­me­den ön­ce tev­be edin; fır­sat el­de iken salih amel­ler iş­le­me­ye ba­kın! Giz­li-açık bol­ca sadaka ver­mek ve Al­lah’ı çok çok zik­ret­mek­le Rab­bi­niz­le ara­nı­zı dü­zel­tin! Böy­le ya­par­sa­nız, rı­zık­lan­dı­rı­lır, yar­dım gö­rür ve ka­çır­mış ol­du­ğu­nuz şey­le­ri el­de eder­si­niz.

Bi­li­niz ki Al­lah, bu yı­lı­nı­zın bu ayın­da, bu yer­de si­ze kı­yame­te ka­dar “cu­ma na­ma­zı”nı farz kıl­mış­tır. Âdil ol­sun-ol­ma­sın, ba­şın­da bir imam var­ken be­nim sağ­lı­ğım­da ve­ya ben­den son­ra her kim ha­fi­fe ala­rak ve­ya in­kâr ede­rek bu na­ma­zı bı­ra­kır­sa, onun iki ya­ka­sı bir ara­ya gelmesin! Ve Al­lah, onun iş­le­ri­ni ba­şa­rı­ya ulaş­tır­ma­sın! O kim­se­nin baş­ka na­ma­zı yok­tur; tev­be eden­ler müs­tes­na… Çün­kü kim tev­be eder­se, Al­lah onun tev­be­si­ni ka­bül eder.” (İbn-i Mâ­ce, İkâ­me, 78)

Ey in­san­lar!

Sağ­lı­ğı­nız­da ahi­re­ti­niz için ha­zır­lık ya­pı­nız! Mu­hak­kak her bi­ri­niz öle­cek ve sü­rü­sü­nü çobansız bı­ra­ka­cak­tır. Son­ra Al­lah, ona ter­cü­man­sız ve vası­ta­sız ola­rak di­ye­cek ki: “Be­nim Ra­su­lüm ge­lip de si­ze emir­le­ri­mi bil­dir­me­di mi? Ben sa­na mal-mülk ver­dim, pek çok iyi­lik­ler­de, ih­san­lar­da bu­lun­dum; sen ken­din için ne ge­tir­din?”

Bu su­al ile kar­şı­la­şan her­kes, sa­ğa-so­la ba­ka­cak bir şey gö­re­me­ye­cek, önü­ne bak­tı­ğı za­man ce­hen­ne­mi gö­re­cek…

O hal­de uya­nı­nız! Kim ya­rım hur­ma ile da­hi ateş­ten ko­run­ma­ya muk­te­dir­se, onu yap­sın! Kim ki o ya­rım hur­ma­yı bu­la­maz­sa, bari tat­lı bir söz söy­le­ye­rek iyi­lik et­me­ye ça­lış­sın! Çün­kü bir iyi­li­ğe on mis­lin­den ye­di yüz mis­li­ne ka­dar se­vap ve­ri­lir.

Al­lah’ın se­lâ­mı, rah­me­ti ve be­re­ke­ti üze­ri­ni­ze ol­sun!” (İbn-i Hi­şâm, I, 118-119, Bey­ha­kî, De­lâ­il, II, 524)


Ranuna vadisi
Sözlerine Allah’ın adı ile tekrardan başlayan Nebiler Nebisi:

“Al­lah’a hamd ede­rim ve O’ndan yar­dım di­le­rim. Ne­fis­le­ri­mi­zin şer­rin­den ve amel­le­ri­mi­zin kö­tü­lük­le­rin­den Al­lah’a sı­ğı­nı­rız. Al­lah’ın hi­daye­te er­dir­di­ği­ni kim­se sap­tı­ra­maz; sap­tır­dı­ğı­nı da kim­se doğ­ru yo­la ile­te­mez.

Şe­ha­det ede­rim ki, Al­lah’tan baş­ka ilâh yok­tur. O, bir­dir; or­ta­ğı yok­tur. Söz­le­rin en gü­ze­li Al­lah’ın ki­ta­bı­dır. Al­lah, ki­min kal­bi­ni Kuran’la süs­ler ve onu kü­für­den son­ra İs­lâm’a hi­da­yet bu­yu­rur, o da Kuran’ı baş­ka söz­le­re ter­cih eder­se, iş­te o kim­se kur­tu­lu­şa er­miş­tir.


Ranuna vadisi tamirinden geriye kalanlar
Doğ­ru­su Al­lah’ın ki­ta­bı, söz­le­rin en gü­ze­li ve en be­liği­dir.

Al­lah’ın sev­di­ği­ni se­vi­niz! Al­lah’ın ke­lamından ve O’nu zik­ret­mek­ten usan­ma­yı­nız. Al­lah’ın ke­lâ­mın­dan kal­bi­ni­ze dar­lık gel­me­sin! Çün­kü Al­lah’ın ke­lâ­mı, her şe­yin üs­tü­nü­nü ayı­rıp se­çer. Amel­le­rin ha­yır­lı­sı­nı, kul­la­rın seç­ki­ni olan pey­gam­ber­le­ri, kıs­sa­la­rın en gü­zel ve ib­ret­li­le­ri­ni an­la­tır. He­lâl ve ha­ramı açık­lar.

Siz an­cak Al­lah’a ibadet edi­niz ve O’na hiç­bir şe­yi or­tak koş­ma­yı­nız! O’ndan hak­kı ile sa­kı­nı­nız! Yap­tı­ğı­nız iyi iş­le­ri di­li­niz teyit et­sin! Al­lah’ın ke­lâ­mı ile bir­bi­ri­ni­zi se­vi­niz! Mu­hak­kak bi­li­niz ki Al­lah Te­âlâ, ah­di­ni bo­zan­la­ra ga­zap eder.

Al­lah’ın se­lâ­mı üze­ri­ni­ze ol­sun!” (Bey­ha­kî, De­lâ­il, II, 524-525)



Hatice Tüfekci,

http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=6440



    Puanlama sonucu puan (2,7)
    1     2     3     4     5    

Toplam (624) oy kullanilmis.
Oy kullandiginiz icin tesekkur ederim.

Yazar: Hatice TÜFEKÇİ
Tarih: 6.01.2012 02:11:10
Okunma : 5542

Toplam (0) yorum yapilmis.
 
 isim      mail (gizli kalacaktır)

Beni Hatırla
Bu yazıya hiç yorum yapılmamış.

© 2011 Copyright Hatice Tüfekçi